Bir eseri tanıtmaktan ziyade eleştirmek
çok daha zorlu bir uğraş olsa gerek. Ben de Prof. Robert Olson'un 'Kürt
Milliyetçiliğinin Kaynakları ve Şeyh Said İsyanı' kitabını seçerken
eleştirmekten ziyade tanıtmayı tercih ettim. Belki de bir mesuliyetten kendimi
azad ederek kritik kısımını eseri okuyacak olanlara bıraktım diyebilirim.
Evvelin müelliften bahsedecek olursak
Prof. Robet Olson Kentucky Üniversitesi`nde Ortadoğu ve İslam Tarihi öğretim
üyesidir. Ortodoğu ve Kürt Tarihi üzerinde çok önemli eserler kaleme almıştır. Ve
Kürt Milliyetçiliğinin Tarihi alanında önemli bir boşluğu doldurmuştur.
Neden Kürt Tarihi?
Robert Olson'a göre Kürt tarihini
incelemek veya kabul etmek neden kaçınılmazdır?
Bu sorunun cevabını müelliften alalım:
''Kürt halkının tarihini ve katkılarını incelemeden Osmanlı ve Türkiye tarihini
yazmak, Amerikalı zencilerin tarihini ve etkisini incelemeden; Amerikan
tarihini veya Sovyet Müslümanları`nın tarihini ve tesirini incelemeden Sovyet
tarihini yazmaya benzer"
Robert Olson malum eserinde Şeyh Said'in
Türkiye Cumhuriyeti ve Kemalist rejimle mücadesine gelmeden önce Kürt
Milliyetçiliğinin kökenlerine inmeye çalışır. Ve Kürt Milliyetçiliğini Şeyh
Said'e kadar 4 evre içerisinde inceler.
1) Şeyh Ubeydullah Nehri ve onun kurduğu
Kürt İttihadı önderliğindeki hareket
2) Hamidiye Alayları'nın kurulduğu
1891'den 1. Dünya Harbi'ne kadar süren dönem
3) 1. Dünya Harbi hadiselerinden Sevr
Muahedesi'ne kadar süren dönem
4) 1. Dünya Harbi ertesinden Şeyh Said
hareketine giden savaş sonrası gelişmeleri.
Şeyh Ubeydullah Nehri'nin Kürdistan
tahayyülü ile Kürt milliyetçiliği'nde Şeyhlerin rolü ortaya çıkıyor. 2. Mahmud
döneminde Kürt Emirlerin pasifize edilmesiyle Kürdistan'da Şeyhlerin siyasi
rolü oldukça önem kazanmıştı. Şeyhler de zaten halkın desteğini bulmakta hiç
zorlanmıyorlardı.
1891'de Hamidiye Alaylarının kurulmasıyla
göçebe kürt aşiretleride kürt milliyetçiliğinde etkin rol oynamaya başlamıştı. Müellife
göre 'Hamidiye dönemi, yükselmekte olan
Kürt milliyetçiliğinin evriminde gerekli bir fasıla olarak, bu evrimin 3. evresini
belirlemiştir. Bu dönem Sünni Kürtler arasında dayanışma duygularına katkıda
bulunmuş ve pek çok Kürt gencine önderlik fırsatları sunmuştur. Dahası Hamidiye
alayları pek çok Kürde askeri teknoloji ile donanım bilgisi ve bunları
kullanabilme kabiliyeti sağlamıştır. ' (kitaptan sf. 36-37)
1908'den 1924'de kadar Kürt
Milliyetçiliği bölümü Şeyh Said'i anlamak için çok büyük ehemmiyet arz ediyor. 1908
Jön Türk İhtilali, özellikle İstanbul'da Kürt Milliyetçi teşkilatlarının kurulmasına
neden oldu. İlk teşkilat Kürt Terakki ve Teavün Cemiyeti'ydi. Uzun ömürlü
olmadı Jön Türkler tarafından 1909'da kapatıldı. Sonrasında ikinci bir örgüt
Hevi-i Kürt Cemiyeti (Kürt Ümidi Derneği) kuruldu. Bu oluşumlar Kürt
örgütlenmelerinin ilk çekirdeklerini ortaya koydular. Şeyh Said hadisesinde
önemli rol oynayacak olan örgüt Ciwata Xwesseriya Kurd (Kürt İstiklal Cemiyeti)
idi.
Bu bölümde Prof. Robert Olson çok önemli
bir soru olan Büyük Britanya'nın Kürdistan'ı destekleyip desteklemediği
sorusuna cevap veriyor: 'O Britanya'ki
Irak'ı işgali, İran üzerindeki etkisi ve Sevr Muahedesi'ni imzalamış olması ile
birleşik bir Kürdistan olamayacağını, açıklığa kavuşturmuş bulunmaktadır. '
(kitaptan sf. 49) Robert Olson'ın düşüncesi, Büyük Britanya'nın yükselen bir
Türk milli kuvvetleri karşısında Kürt bağımsızlık hareketini desteklemenin
mümkün olmadığı ve Britanya'nın siyasi çıkarlarına aykırı olduğu yolundadır.
Şeyh Said Meselesi ve Ciwata Xweseriya
Kurd (bilinen adı ile Azadi) 'ün isyana etkisi.. Bir takım görüşlere göre
örgütün kurucusu Miralay Halit Cibran Bey'dir ve Şeyh Said ile evlilik yolu ile
akrabadır. Örgütün Kürdistan'da 23 şubesinin olduğu düşünülmektedir. Çok gizli
bir yapılanmaya sahiptir. Bu yüzden örgüt hakkındaki bilgiler oldukça
kısıtlıdır. Yazar yine bu bölümde örgüt ile Şeyh Said'in arasındaki bağı
vurguluyor. Şeyh Said'in Azadi kongresine katılması ve önderliğine kadar bir
çok mesele masaya yatırılıyor. Yazara göre herşeyden önce Şeyh Said'in
mektuplarından gelen bilgilerden anlaşılacağı üzere Şeyh Said, Kürt milletine
sadık bir liderdi. Ve İslami kaygılarından ötürü yeni kurulan yönetim ile hiç
bir şekilde uzlaşması mümkün değildi. Kürdistani ve İslami bir harekete
önderlik etmesi için bir çok sebebi vardı.
Mondros'tan Lozan'a Kürtlere yönelik
İngiliz Politikası başlığındaki uzun bir bölümde ise Churchill'in öderliğinde
Edward William Noel ve Percy Cox'ın Kürdistan üzerine olan görüşlerine ağırlık
veriliyor. Ve müellif burada İngiliz arşivlerinden yararlanıyor. Yine aynı
bölümde Şeyh Mahmud Berzenci'nin rolü işleniyor.
Ve son bölüm olarak Şeyh Said isyanı
detaylarıyla inceleniyor. Bu bölümde Şeyh Said hareketine katılımdan, hareketin
tüm ayrıntılarına, sonuçlarına ve uluslararası boyutlarına değiniliyor.
***
Son olarak 'Kürt Milliyetçiliğinin
Kaynakları ve Şeyh Said İsyanı' eserinin Wadie Jwaideh'in 'Kürt
Milliyetçiliğinin Tarihi' eseri ile birlikte kritik edilmesini tavsiye ederim.
İnşallah bu önemli eseri layıkıyla bir
nebze olsun tanıtabilmişimdir. .
Abdulmelik
ARGIN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder