Anasayfa Haberler Kitap Eleştirileri Film Eleştirileri Yazılar

23 Temmuz 2014 Çarşamba

Orhan Pamukgillerden Cevdet Bey ve Oğulları - KİTAP

Nobel ödüllü ilk ve tek edebiyatçımız Orhan Pamuk’un ilk romanı “ Cevdet Bey ve Oğulları”. Bu eseri Pamuk 22 yaşında başlayıp 26 yaşında bitirmiştir, ama ne bitirme! İletişim yayınlarından çıkan eser 610 sayfalık güçlü bir hacme sahiptir.
Nişantaşı’nda zemin salmış bir ailenin 3 kuşağı anlatılır.  Cumhuriyetin ilk yılları ve Modern İstanbul’a geçiş ile zaman mevhumu ilerler. İsminden de anlaşılacağı üzere Cevdet Işıkçı, ailenin büyüğü ve babası. Köşk metaforu sosyal sınıf simgesi. Olaylarda kuşak çatışması ve ailede ki değişimden kaynaklı arıza ve hataları gözler önüne serer.  Eserin ilk bölümü olan 85 sayfada Pamuk, sadece 1 günü anlatmış, evet bir günü anlatmıştır ama ne anlatma. Hiç sıkmaz sizi öyle bir sürükler ki genç bir yazarın fazlaca girdiği ayrıntıları bile görmezden gelirsiniz.

Öyle aksiyon falan bulunmamakla birlikte bir ailenin gündelik sıkıntı ve mutlulukları ancak bu kadar merak ettirilebilir.  Sanki Cevdet Bey’in günlüğünü okurcasına bir etkileyicilik, kasıtlı yapılmış yazım yanlışları  “abtes”  gibi size doğallığın içine çekecektir. 

Orhan Pamuk’un çoğu romanını okumuş biri olarak diyebilirim ki; Cevdet Bey ve Oğulları bambaşka bir kalemden çıkmış gibi, o kadar sadeliğin ve sıradanlığın içinde, bu kadar sürükleyiciliği başka bir eserde daha karşılaşmadım ne yazık ki. Klasik roman uyarlaması giriş gelişme sonuç olmasına karşın ediplik bu olsa gerek. Sanki kalemi eline alsan yazabilecekmişsin gibi his vermekle, bu kararlılığı sağlamanın hayalini bile kuramıyorsunuz. Eser güzel mi? Güzel. Başyapıt mı? Hayır.   Kendisine sorulduğunda o da “ilk romanımız kısmet” der, geçiştirir.

Türk burjuvazisi en iyi tahlil eden Orhan Pamuk’u tavsiye etmek ne haddimize, ama bir tatil beldesinde 1 ayınızı ayırarak, aklınızı yormayarak, dizi kıvamında ki bu kalın kitaba cesaret edebilirsiniz belki de.


Saygı ve hürmetle... 
Yunus Yücetürk

Hiç yorum yok: