Anasayfa Haberler Kitap Eleştirileri Film Eleştirileri Yazılar

17 Temmuz 2014 Perşembe

Margosyan’ın Gâvur Mahallesi

Öncelikle kitabın yazarından, Mıgırdiç Margosyan’dan bahsetmek istiyorum. O’nu anlatan ifadelerden en hoşuma gideni şu: ‘Margosyan adeta bir kameranın yapabileceği bir ustalıkla resimler çizebilmekte’ Marmara Gazetesi Başyazarı Rober Haddeciyan’a ait bu sözler…

Margosyan’ın doğum yeri, okuduğum kitabına da adını veriyor. 1938 yılında Diyarbakır’ın Hançepek Mahallesi (Gâvur Mahallesi)’nde dünyaya gelmiş.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümü mezunu olan Margosyan, 1966-1972 yılları arasında Üsküdar Selamsız’daki Surp Haç Tıbrevank Ermeni Lisesi’nde müdürlüğün yanı sıra felsefe, psikoloji, Ermeni dili ve edebiyatı öğretmenliği yapmış Ermeni bir yazar.

Diyarbakır’da ‘gâvur’ olduğu için, İstanbul’da da Diyarbakır’dan geldiği için dışlanan, ülkemizde  ötekileştirilmesine rağmen birleştirici ve kucaklayıcı bir üslup sahibi, kıymeti çok bilinmeyen, genelde yaşadıklarını yazan ve yazdıklarını okurlara yaşatan bir yazar.

Kitabın; Mıgırdiç Margosyan hakkında bilgi sahibi olunarak okunmasında fayda gördüğüm için kendisinden bahsederek başlamak istedim.

---

Gelelim Gâvur Mahallesi’ne…

Kitabın orijinal adı Mer Ayt Goğmerı (Bizim Oralar). 1988’de Ermenice kaleme alıyor Margosyan. Ve bu kitabıyla, Paris’te Ermenice yazan yazarlara verilen Eliz Kavukçuyan Vakfı Edebiyat Ödülü`nü alıyor. Daha sonra ise 1992 yılında, Türkçe olarak Gâvur Mahallesi ismiyle yayınlanıyor kitap. Ayrıca Kürtçe’ye çevrilmişi de mevcuttur.

Margosyan kitabında, çocukluğunun geçtiği mahalledeki yaşanmış öyküleri anlatıyor.

‘Yazılarımda, bizim oraları anlattım, gördüğüm ve yaşadığım gibi. Tipleri ve adlarını hemen hemen aynen verdim, değiştirmeden oldukları gibi. Onlardan, o bacolardan, o dayılardan, o amcalardan çoğu öte tarafa göçmüşlerdir. Adları, hatıraları biraz da bu satırlarda, bu kitapta yaşasın.’

Kitap sizleri Diyarbakır’ın sokaklarında gezdirirken;
Aslında birlikte yaşayabilmenin bölgede doğuştan gelen bir kazanım olduğunu,
Günümüzle kıyaslamalar yapıldığında ötekileştirmenin bizlere sonradan öğretildiğini,
Ve bizi biz yapanın farklılıklarımız olduğunu anlıyorsunuz.

Margosyan’ın samimi üslubu duyu organlarınızı ve duygularınızı harekete geçiriyor. Okudukça yaşıyor ve hissediyorsunuz. Margosyan, bir kameranın yapabileceği ustalıkla resimler çiziyor…

Kısacası; Margosyan’la tanışmak için güzel bir kitap…

---

Son olarak değerli yönetmen abim Yusuf Kenan Beysülen’in, Mıgırdiç Margosyan’ın belgeselini hazırladığı süreçte Margosyan’ı tanıdım. Umarım belgesel bir an önce tamamlanır ve izleme fırsatı buluruz…


Muhammet Benek 

Hiç yorum yok: